BİLGİ VE İNSAN
Nurullah AYDIN
29 Ocak 2013-ANKARA
BİLGİ VE İNSAN
Bilgi insanın varolma kaynağıdır.
İnsanın zihinsel faaliyetleri sonucunda elde ettiği ürünlere bilgi denir. Bilene süje, bilinmesi gereken nesneye obje adı verilir.
Bilgi;
Gündelik Bilgi: insanın gözlem ve denemeler sonuncunda elde ettiği ürüne bilgidir. Hayatımızı kolaylaştırır.
Teknik Bilgi: İnsanın doğayla mücadelesinden çıkmıştır. Amacı fayda sağlamaktır.
Dini Bilgi: Varlığı inanç aracılığıyla kavrayan inanç bilgi çeşididir.
Sanat Bilgisi: Sanat olaylarıyla ilgilenir sübjektiftir.
Bilimsel Bilgi: Akıl ve deneye dayanır. Belli bir metodu olan bilgidir. Sonuçları kesindir. Akıl ve mantığa dayanır. Evrenseldir. Yığılan ve ilerleyen bir bilgidir.
Bilimsel Bilgi; konusu ve yöntemleri bakımından 3’e ayrılır
İdeal (formel) Bilimleri: Matematik Mantık
Doğa Bilimleri: Yer olarak coğrafya iklim şartları meteoroloji jeoloji, yaşam olarak biyoloji, tıp, zooloji
İnsan Bilimleri: İnsanı ele alan bilimlerdir Psikoloji, biyoloji, antropoloji
Felsefe Bilgisi: İnsanın evrenin niteliğini ve yapısı hakkında gözlediklerine dayanarak düşünmesi sonucu ortaya çıkartmıştır.
Evreni bir bütün olarak ele alır.
Sübjektiftir.
Sonuçları varsayımlıdır.
Akla dayanır.
Birikimli olarak derleme özelliğine sahip değildir.
Bilimler nasıl sorusuna cevap arar, felsefe niçin sorusuna cevap arar?
Bilimsel bilgi ile felsefe bilgisinin ortak yönleri; evrensel olma, akla dayanma, merak ve hayretten doğmadır.
Bilimsel gelişmelerin bütün ilkeleri; temelde akılcılık, bilimcilik ve gerçekçilikten kaynaklanır. Diğer bir ifade ile bu ilkelerin hepsinin özünde akılcılık, bilimcilik ve gerçekçilik yer almaktadır. Çünkü bu ilkeler, hayalden, teoriden değil, doğrudan doğruya yaşamdan doğmuş ilkelerdir.
Gerçeği aramak, gerçeğe yönelmek, gerçeği konuşmak; düşünen insanların yöntemidir.
Düşünen insan; daima gerçek arayan ve onu buldukça, bulduğuna inandıkça ifadeye cüret gösteren insandır. Bu bakımdan düşünen insan akla değer verir, olaylara bilim gözüyle bakar, gerçeği kavramaya çalışır. Hayal gücü ile sorunlara yaklaşmak, önyargılarla hareket etmek, bilimsel düşünce ile bağdaşamaz. İnsanlık temel sorunlarını akıl ve mantıkla çözerek ilerlemiştir.
Çağın gerçekçiliği de; akla, mantığa ve bilime verdiği önemden kaynaklanmaktadır. Çünkü akıl, mantık ve bilim, devlet yönetiminde ve toplum yaşamında dogmalardan kurtularak gerçekçi olmamızı sağlar. Gerçekler karşısında hayalci olmak kadar büyük hata olamaz.
Gerçekçilik ilkesi; insanında toplumunda devletin de uluslararası konularında yolumuzu çizmiştir. Erişilemeyecek hayalî emeller peşinde insanları toplumları devletleri uğraştırmamak ve zarara sokmamak amaç olmalıdır. Uygar dünyadan, uygar ve insanî davranış ve karşılıklı dostluk beklemek, gerçekçi düşünmek ve hareket etmekle mümkündür.
Sorunlara; akılcı, bilimci ve gerçekçi bir görüşle yaklaşmak, sorunların bu görüşle çözümlenmesine yönelmek gerekir.
İnsan tarih boyunca; düşünce alanını genişletmek doğanın gerçekleriyle yüzleşerek, neyin ne olduğunu anlamaya bilmeye yönelmiştir. Elde ettiği biliyi yorumlamada aklını kullanma yöntemleri geliştirmiştir.
Türkiye bilimsel bilginin neresinde?
Günün Sözü: Düşüncesizlik, insanı da toplumu da devleti de sorunlara iter.