Muhalefeti Arıyorum, Gören-Duyan Var Mı?

19 Mayıs 2011

1-DP Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek Ege’de iki adamızın işgal edildiğini söyledi.

Yunanistan’ın işgal ettiği iki ada, Eşek ve Bulamaç adasıdır. Bakıyorum Zeybek açıklama yapalı iki muhalefet başkanından da “ses” yok!!..

Ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli; bu korkunç durum sizi ilgilendirmiyor mu? Ne zamandan beri toprak işgali normal sayılıyor?

Şimdi anladınız mı Deniz Kuvvetleri personeline yapılan operasyonları? Kardak adasına çıkıp Türk bayrağı diken sat komandosu nerede? Silivri’de!. Deniz Kuvvetleri Komutanlığını hadım edenler aslında Eşek ve Bulamaç adasının işgalini kolaylaştırmak istemiş. Erdoğan’ın misyonu belli; 2006’dan beri “AKP bu ülke için güvenlik problemi oluşturuyor”diye yazıyorum.

Bugün diyorum ki;
“Muhalefet partileri de iktidar partisinin ihanetlerini gizleyerek güvenlik problemi oluşturuyor!!.”

Kimse bana “seçime giderken bunları yazmayın diye yorum falan yazmasın!”

İki adanın işgalini görmeyen muhalefet de benim için işbirlikçidir. Akıl da, vicdan da bunu böyle söyler.

Ey Bahçeli, Türk töresinde bu var mıdır? Ülkesi savaşa hazır olmadığı için atını ve karısını bile veren Türk Hakanı, taşlı bir tepe istendiğinde “savaşıyoruz” demedi mi? Kendisine; “eşinizi bile verdiniz, taşlı bir tepe, verelim gitsin” diyen kadroya;

 “At benimdi verdim, avrat benimdi verdim. Bu taşlı tepe dediğiniz yer benim değil, milletin malıdır. Milletin olanı kimsenin kimseye verme hakkı yoktur. Savaşıyoruz.” Demedi mi?

Korkunç bir akıl tutulması ile karşı karşıyayız.

10 milyonluk Yunanistan’a tek mermi atmadan iki ada teslim edenler, buna sesini çıkarmayanlar, bilin ki bu ülkenin “NAMUSUNU”da teslim etmiştir. 

Kalk ve diril Türk Halkı. NAMUSUNA SAHİP ÇIK!!.. Onlar gidemiyorsa, biz yürüyelim İzmir’e. Biz yürüyelim Eşek adasına, Bulamaç adasına.

İstanbul işgal edildiğinde bir köylü amcam yola çıkar. Kendine “nereye gidiyorsun” diye soranlara; “İstanbul’a, kimin malını kime veriyorlarmış sormaya gidiyorum” der. Biz de soralım: “Kimin malını kime veriyorsunuz? Kimsiniz siz? Nerede, hangi laboratuarda üretildiniz” diye soralım!.
Ey muhalefet; sizler o meydanlarda bu hükümetin AB-D ile olan akçeli işlerini hiç konuşmuyorsunuz. Varsa yoksa iç siyaset. Kaldı ki o iç siyaset bile yabancı istihbarat elemanları, yabancı bir savcı tarafından kontrol ediliyor. Bu kepazelikleri halka anlatmakla görevli olan sizler bunları asla anlatmıyorsunuz. Neden? ABD meclise çıkmamızı önler diye mi korkuyorsunuz?

Eğer öyleyse bizlerin de sizlerle hiç işi olmaz. Bu devşirme zihniyetle, bu teslim olmuş zihniyetle sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Oturun, Bursa Nutkunu okuyun ve o nutuk içinde kendinizi nereye oturtabiliyorsanız oraya oturtun.

2-24 Haziran da başlayan ve 26 Haziran’da Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisinde imzalanan bir karar tasarısına göre Türkiye’nin; 

* Güneydoğu’su Kürdistan,

* Türk Ordusu Güneydoğu’da İşgalci,

* Türk Ordusu orada Kürtleri katlediyor,

* Kıbrıs’da Türk Askeri işgal kuvveti,

* Türk Ordusu Faşist,

* Ülkede Azınlıklar sorunu var. 

Bu tasarının altına “Yeminli Türk Düşmanı” olarak adlandırılan; David Herütanyan, Rafi Povenesyan, Armen Gustavyan isimli 3 ermeni ve Andros Kipriyanu isimli Kıbrıs Rum’u ile, TÜRK GRUP BAŞKANI AKP MİLLETVEKİLİ Mevlüt Çavuşoğlu imzalamıştır.

Bu haberi Kanal B televizyonunda Gürbüz Evren yaptı. İmzalanmış belge elindeydi.

Ey muhalefet, böyle bir rezilliği halka niye duyurmuyorsunuz? Oktan-boktan işleri gündeme getirerek, bu rezilliği yapanların suçlarını niye perdeliyorsunuz?

3Üçüncü korkunç iddia ise; 

“Libya’dan kaçmak isterken Akdeniz’de boğulan 600 Müslüman’ı kurtarmak isteyen Türk Ordusu’na NATO izin vermedi diye Erdoğan’da izin vermiyor.”(Sebahattin Önkibar-Yeniçağ Gazetesi)

Başbakandan “tık” yok. Suçüstü olunca hep böyle yapar. Yani üç maymunu oynar.

Haber yapılalı iki muhalefet partisi bu konuda da susuyor.

Haçlı güruha meclisten oylarınızda destek vermeyi içlerinize sindirdiniz. Libya’ya “petrole el koymak için” bomba yağdıran haçlıya el vermekle kalmadınız, İzmir’i de NATO’nun emrine verdiniz. Bu soygun ve Müslüman katline katılarak Türk millete büyük bir “utanç”yaşattınız da, 600 masum Müslüman’ın boğulmasına göz yuman Erdoğan’ı meydanlarda bu halka niye şikayet etmiyorsunuz? Yoksa sizler için de bu cinayetlerin bir mahzuru yok mu?

İslam; “bir gemi dolusu müşrik olsa, içinde tek bir mümin olsa ve siz o gemiyi batırsanız cinayet işlemiş olursunuz” der.

Erdoğan Irak’ta öldürülen 1,5 milyon Müslüman’ın öldürülmesi, kadınların tecavüze uğraması ve Irak zenginliklerinin talan edilmesine “yataklık” etme suçu işlemiştir. Şayet iddia doğru ise “ki yalanlanmadı” 600 Libyalı Müslüman’ın ölüme terk edilmesinden 1.derecede sorumludur!..

Ey muhalefet, bu cinayeti halka neden anlatmıyorsunuz? NATO’dan mı korkuyorsunuz?

Sizler korkuyorsanız, bilin ki bizler korkmuyoruz!!..

Türk halkı bu durumu iyi gör!!. 

Atatürk’ün kızı Türk aydını Banu Avar’ın dediği gibi; “sandık kafalı” olmayın. Yoksa sandığa hapsedilecek olan Türk Halkı ve Türk vatanı olur.

Türk Gençliğine Mektubumdur 

Türk Gençliği, yukarıda yazdıklarımı iyi düşünmek zorundasın. Önce “NUTUK” u okuyacaksın. Çünkü NUTUK kurtuluşun şifrelerini taşır. NUTUK’un şifrelerini çözen emperyalist güç, CİA destekli Silivri davalarında “NUTUK”u suç delili olarak kaydetmiştir. Sen de bunu kaydet Türk Gençliği.

Bursa Nutkunu oku tekrar tekrar… Atatürk’ün nasıl ileri görüşlü olduğunu, dirilmenin kodlarını bizlere nasıl verdiğini yeniden idrak edeceksiniz!.. 

Sonra ülkesi için eşini bile verirken taşlı bir tepe için “vatan toprağı” diyerek savaş açan Türk Hakanını anlayacaksınız! Sonra “kimin memleketini kime veriyorlarmış sormaya gidiyorum” diyen ayağı çarıklı onurlu Türk köylüsünün ruhuyla buluşacaksınız.

Napolyon’un bile “bana Türklerden asker verin dünyayı fethedeyim” diye gıpta ettiği genetik kodlarınızı aktif edeceksiniz. 

Gün diriliş zamanıdır! Gün Amasya, Sivas kongrelerini güncelleme zamanıdır!.. 

Ne diyordu Atatürk?

“Siz Türk çocukları, hepiniz benim bir parçamsınız.” 

Evet, hepimiz Atatürk’üz. Ve birleşip çoğalarak, çağlayanlar gibi Atatürk olup akacağız. Bütün ihanetleri sel olup yıkacak gücüz biz!..

Sağı-solu birleşin, birleşin!!. 

Sinan Meydan ne anlatıyor biliyor musunuz? Atatürk 1917’lerde kurtuluş için teşkilatlanma çalışmalarına başlamıştır. O toplantılardan birinde “köylerde imamlardan faydalanın”demiştir.

Günümüzde imamlar ezici çoğunlukta Atatürk ve cumhuriyet karşıtıdır. Neden biliyor musunuz? Heykel Atatürkçüleri, batı ajanı sözde Atatürkçüler o alanı “yeniden milli mücadeleci”, gerçekte ise İngiliz mandasına inanan kesimlere terk etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Milli Eğitim sistemi içinde yetişen imamlar nasıl oluyor da Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı olarak yetiştiriliyor? Bu duruma kimler göz yumdu? Sorgulayın ve sorumluları bulun!..

Beyaz TV’de Yüksek Gerilim programında Akit yazarı Serdar Arseven ülkücülere sesleniyor:
“Sevgili kardeşlerim, soldan size oy gelir sanmayın. Sizi faşist diye suçlarlar. Küçük görürler.”

Çok güldüm. Oysa bütün ümmetçiler milliyetçiliği “şeytandandır” der. Yani milliyetçi olmak şeytanla aynı duyguyu paylaşmakmış(!)..

Ayrıca “bunları(MHP) meclise sokmayın. Yoksa bunlar DTP ile kavga eder” diyen Erdoğan değil miydi? Yani DTP’nin meclise girmesini kabul ederken, MHP’nin meclise girmesini gayrimeşru bir durum gibi yorumluyor kendisi(!).. AB’ye MHP’yi “faşist” diyerek Erdoğan şikayet etmedi mi?

Ülkücüler içine az da olsa sızmış olan Fetullahçı grubu çıkarsanız, ülkücüler milliyetçidir, vatanına son derece bağlıdır. Sol gençlik milliyetçidir. Sadece ulusalcıyım demeyi tercih eder. Mücadele gücü yüksektir.

Ben 80 kuşağıyım. Bizler sol ve sağ olarak bu ülkede vatansever olmanın bedelini bir şekilde ödeyen kuşağız.

O dönemin gençliği ülke sevdalısıydı. Sağı da, solu da uğruna ölebilecek kadar bu ülkeyi çok sevme imtihanından geçti. Badem bıyıklılar o dönem sağ ve solcu gençlere yalakalık ederek sıyırma yolunu seçti, sıyırdılar da.

Solcu ve sağcılar hadım edilip iplerde sallandırılırken, bu badem bıyıklılar bakkal açıyordu. Yani, bu günün holdinglerinin alt yapısı…

Aysever’in ülkücülere “aman kardeşlerim kanmayın(!)” diye yalvarmasından ben tek bir şey anladım: 

Küresel güçler korkuyor. Hem de ölesiye korkuyor. 

Neden biliyor musunuz? 

80 Öncesi sağ-sol diye ikiye bölerek hiç ettikleri gençlik enerjisi uyanarak birleşirse halimiz ne olur diye korkuyor. 

Uşaklarının ağzından duyduğumuz panikleme sözlerinin hakikati işte budur!. 

“Gençler birleşin!” 

Atatürk bu ülkeyi bütün milli unsurları birleştirerek kurtardı. 

Atatürk’ün kızı Banu Avar TGB’li gençlere Ankara’da “ülkücü gençleri de aranıza alın, onlar da vatansever gençler” demişti.

Bütün vatansever gençler, birleşin. En büyük payda vatandır. O zaman bu ayrılık niye? 

Bana 80 öncesinin kan davasını güden bazı solcu ve ülkücülerden “az da olsa” ileti geliyor. Hepsi birbirini cinayetle suçluyor. Kardeşlerim, hem ülkücüler, hem solcular öldürüldü. Hiçbirini hayaletler öldürmediğine göre kimsenin kimseye “o öldürdü” deme lüksü yok. İki taraf da ülkesi için yaptığını sandı ama 12 Eylül darbesi ülkücüyü de, solcuyu da aynı iplerde sallandırdı. Bu oyunun ne olduğu ortaya çıkmışken bu inat niye?

Görüşleriniz gene sizin. Farklılıklarınız kalsın ki, fikri zenginlik olsun. Fikri zenginlik olmazsa tek yönlü fikir radikalleşir ve yozlaşır. Fikirleri canlı tutan karşı görüştür. O yüzden farklı görüş kendi görüşümüzün zenginleşmesini sağlar.

Sözün özü, emperyalizmin korktuğunu başına getirin! NUTUK’da birleşin! Bursa nutkunda birleşin! İşte o zaman sizleri aynı iplerde sallandıran, işkencelerden geçiren o emperyalist güçlerden intikamınızı da gerçekten almış olursunuz. 

Zaman duygusallık değil, akılcılık zamanıdır. Teknik düşünme zamanıdır! Atatürk gibi bütün milli unsurları bir araya getirebilme zamanıdır. Kurtuluş bu reçeteden geçiyor, unutmayın! 

Herşeyden önce de:

Önce VATAN!” 

Diyebilme zamanıdır.

Unutmayın, ülkede iki tip insan var:

1- Mandacılar,
2- Bağımsız bir ulus devletten yana olanlar.

Kısacası;

Birleşin!
Birleşme deyince parti demedim. Yoksa yukarıda yazdıklarımla çelişirim.
Parti araçtır, amaç değil.
Asıl olan Türk Milleti ve VATANIMIZDIR! 
Unutmayın!!. 

Kaynak: Z_eucar@yahoo.com.tr

Print Friendly, PDF & Email

Leave a Reply