Osmanlılar Döneminde Elbistan ve Çevresinde Yapılan Tımar Tevcihleri

Osmanlılar Döneminde Elbistan ve Çevresinde Yapılan Tımar Tevcihleri

“İnsanı diğer canlılardan ayıran doğayı ve çevreyi tanıma çabasına zaman boyutunu da katmasıdır. İnsan sadece yaşadığı çevreyi tanımakla yetinmeyerek, geçmişi de merak edip, öğrenmek için uğraşmaktadır. İnsanın yaşadığı çevrenin, yaşadığı toplumun kısaca yaşadığı hayatın anlamını ve derinliğini kavraması ancak “tarih” bilmesiyle mümkündür”

Tımar sistemi, Osmanlı toprak düzeninin işleyişi açısından olduğu kadar askeri teşkilat açısından da önemlidir. Bu sistemin işleyişinde etkin olan hususlardan biri de tımarların tevcihi meselesidir. Bilindiği üzere tımar tevcihâtına dair kayıtlar, Defterhane’de tutulur ve “Ruznamçe” adı verilen defterlere kaydedilirdi1. Bu defter türü, iki tahrir arasındaki günlük olarak yapılan işlemleri ihtiva ederdi. Tevcih, nakil, terfi, becayiş gibi sebeplerle hazırlanan tımar beratları günü gününe bu defterlere kaydedilmekteydi.

Osmanlı Devletinin hakimiyeti altındaki toprakların büyük bir bölümü, padişahın mutlak otoritesi altında bulunur ve buralarda tımar sistemi uygulanırdı. Osmanlı toprak rejiminin temelini tımar sistemi oluşturmaktaydı. Tımar genel anlamda herhangi bir yere ait olan vergi gelirlerinden bir kısmının padişah tarafından havale yoluyla bir kişiye tevcih edilmesidir. Tımar rejimi, 11. yüzyılda, Türklerin İslam dünyasını kontrolleri altına almalarından itibaren, kendi askeri teşkilat ve geleneklerini yerel kurumlarla kaynaştırarak ortaya çıkardıkları bir rejimdir. Osmanlılar bu sistemi devrin şartlarına göre daha da geliştirerek bu temel üzerine cihan imparatorluklarını kurabilmişlerdir.

Tımar sisteminin uygulanabilmesi yeni fethedilen bölgelerin tahrirlerinin yapılmasına dayanmaktadır. Osmanlı Devletinde, yeni fethedilen bölgelerin genel durumunu ve daha önceki Türk-İslam devletlerinden intikal eden usul ve kaidelere göre uygulanacak idari teşkilat esaslarını tespit etme işlemine tahrir denir. Tahrir, Osmanlı Devletinin idari-mali yapısının temelini oluşturur ve belirli aralıklarla (10-20-30-40 sene) yapılır. Bir bölgenin tahririnin yapılmasının, bölgenin yeni fethedilmesi, tahta yeni bir padişahın geçmesi, zamanla genel olarak meydana gelen değişiklikler, vergi gelirlerinin artması veya eksilmesi, tahrir defterleri haricinde kalan gelirlerin tespit edilip kaydedilmesi gibi birtakım farklı sebepleri bulunmaktadır. Tahrir işi için bir emin tayin edilir. Eminler genellikle saygın, güvenilir, bilgili, tecrübeli beylerden ve kadılardan atanır. Eminlere yardımcı olmak üzere bir katip ve bölge kadıları, güvenliklerini sağlamak üzere de tımarlı sipahiler görevlendirilir.

Tahrirler bölgesel olabildiği gibi, bütün ülkeyi kapsayacak şekilde genel olarak da yapılabilir. Yapılan tahrirler sonucu ortaya çıkan bilgiler önce müsvedde olarak kaydedilir, daha sonra divanda, elde edilen veriler fiyatlandırılıp mufassal defterlere kaydedilir. Mufassal defterlerde, her köyün, mezranın vergi mükellefleri, birtakım hizmetler mukabilinde vergilerden muaf olanlar, askeriler, kör-topal gibi bedeni özrü bulunanlar ile yaşlı olanlar, seyyid gibi bazı ayrıcalıklı zümreler, uteka (azatlı köle), yetişkin-evli-bekar erkek nüfus, tımar-mülk-vakıf sahipleri (toprağı tasarrufuna göre), yetiştirilen ürünler, yetiştirilen hayvanlar ile bunlardan alınan vergi miktarları, kısaca bölgenin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısını ihtiva eden bilgiler yer alır. Merkezde hazırlanan bir diğer defter ise, mufassal defterdeki bilgileri ihtiva eden, her köyün ve mezraanın adı ile ödeyecekleri vergi miktarı ve dirlik sahibinin adının yer aldığı, icmal defteridir. Mufassal ve icmal defterlerinden ikişer adet düzenlenir, birer örneği tuğralanarak ilgili eyalet merkezine, diğeri ise Defterhane’ye konulur.

Maraş Tahrir Defterleri Başbakanlık Osmanlı Arşivi Tapu Tahrir Defteri Tasnifinde çalışma konusu ile ilgili olarak bir mufassal defter (402 numaralı), bir icmal defter (998 numaralı) ve dört adet tımar tevcih defteri (124, 142, 219 ve 331 numaralı) bulunmaktadır. Bunların haricinde muhtelif numaralarda kayıtlı tımar ruznamçe defterleri de vardır.

Ankara Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyûd-ı Kadime Arşivinde de Maraş’a ait bir mufassal defter (101,108 numaralı) ve iki icmal defter (268, 329 numaralı) vardır.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tapu-Tahrir Defterleri Tasnifı’nde 124 numarada kayıtlı olan bu Timar Tevcih Defteri, Maraş ve civarı hakkında bilgi veren en eski defterdir. 81 sayfa olan defterin 1-36 sayfaları arası Liva-i Elbistan’a ait tımar tevcihlerini, 40-48. sayfalar arası Kayseri Liva-sı’na bağlı Zamantı Nahiyesi’nin tımar tevcihlerini ve 50-81. sayfalar arası Maraş’a ait timar tevcihlerini içermektedir. TD 124 ‘ün yazı stilinden, tertibinden daha da önemlisi içerisinde yer alan farklı tarihlerden, birkaç defterin birleştirilerek tek defter haline getirilmiş olması muhtemeldir.

Defterdeki en eski tespit edilen H.13 Zilkade 928/M.10 Ekim 1522 tarihi burasının Şehsuvar Oğlu Ali Bey’in öldürülmesinden hemen sonra tahririne başlandığını gösterir. Çünkü Ali Bey, H. Şaban 928/M. Haziran 1522 tarihinde öldürülmüştür. Defterde kayıtlı H.27 Cemaziyel ahir 93 l/M. 3 Mart 1525 tarihi tahririn bu tarihte bitirilmiş olabileceğini gösterir. Bu tahrirdeki kayıtlardan, Şehsuvar Oğlu Ali Bey zamanında dirlik sahibi olan sipahilere, bunu ispatladıkları takdirde tımar tevcihi yapılmıştır.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tapu-Tahrir Defterleri Tasnifinde 402 numarada kayıtlı bulunan defter, bölgede yaşayan konar-göçer Dulkadirli Türkmenleri ile, Maraş ve Elbistan Kazaları’na ait bilgileri ihtiva etmektedir. Tamamı 1193 sayfa olan defterin başında Dulkadirli Türkmenlerinin fihristi ve Alaüddevle Bey Kanunnamesi bulunmaktadır. Kanunnamede tarih ve tahrir görevlileri hakkında bilgi verilmemekle birlikte, defterin içindeki bazı tarihler bölgenin 1524-25 yıllarında kapsamlı olarak tahrir edildiğini göstermektedir. Bu defter bölgenin tespit edilebilen ilk mufassal defteridir. 1-732. sayfalar Dulkadirli Türkmenlerini ve bunların yayıldıkları, tasarruf ettikleri bölgeleri, 739-1035. sayfalar Maraş Kazası’na ve 1036-1193. sayfalar Elbistan Kazası’na ait bilgileri içerir. Sayfa numaralarının sonradan verildiği anlaşılan defter, büyük oranda çürük ve eksiktir. Bu da defterin içindeki bazı kayıtların okunmasında zorluklar çıkarabilmekte, defterdeki çürükler yüzünden bazen bir köyün ismi, raiyyeti veya vergi kalemleri hakkında hiçbir bilgi elde edilememektedir. Çalışmada defterin tarihi 1526 olarak kullanılmıştır.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tapu-Tahrir Defterleri Tasnifi’nde 998 numarada kayıtlı olan defterin ihtiva ettiği bilgilerden 402 numaralı mufassal defterin icmali olduğu anlaşılmaktadır. Defterin 408-580. sayfaları Maraş Sancağına ve bağlı kazalara ayrılmıştır. Başta Zü’l-kadiriyye Vila-yeti’nin muhasebe icmali verildikten sonra 402 numaralı mufassal defterde bulunan Alaüddevle Bey Kanunnamesi yazılmıştır. Dulkadirli Türkmenleri’ne ait bilgiler de yine defter içerisinde görülmektedir. Bu defter Osmanlı Devletinin genel tahriri olarak Diyar-ı bekr, Arab ve Zü’l-kadiriyye Vilayetlerine bağlı sancak, kaza ve nahiyeleri içine alan bir icmal defteridir. Defterin tarihi konusunda bugüne kadar araştırmacılar farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Mithat Sertoğlu 1525 Nejat Göyünç 1526 Suraiya Faroqhi ve Mehmet Ali Ünal 1522-23 tarihlerini kullanırken, Yılmaz Kurt ise defterin tarihini 1530 olarak vermektedir. Ancak bu icmal defterinde yer alan Maraş’la ilgili bilgilerin 402 numaralı mufassaldaki bilgilerle aynı olması defterin tarihinin 1527 olma ihtimalini kuvvetlendirmektedir. 402 numaralı Mufassal Defter içinde yer alan tarihler de bu fikri desteklemektedir. Diğer taraftan Maraş ve civarının Osmanlı topraklarına katılmasından sonra dirlikleri ellerinden alınan Dulkadirli sipahilerinin büyük çoğunluğu, 1527 yılında bölgede çıkan Kalender Çelebi isyanına katılırlar. Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tapu-Tahrir Defterleri Tasnifinde 142 numarada kayıtlı bulunan defter, 934/1527 tarihli ve tamamı 503 sayfadır. Defter, Maraş Elbistan, Kars, Hısn-ı Mansur, Zamantı ve Göstere’de bulunan Karaman Beylerbeyi ve Sancak Beyleri hasları ile zeamet ve tımar kayıtlarını ihtiva eden Tımar Tevcih Defteri’dir. Dulkadirli Beyliği’nin Osmanlı topraklarına katılmasından sonra, buradaki Dulkadirli dirlikleri lağvedilerek padişah hassına katılır. Bunun üzerine bölgede çıkan Kalender Çelebi İsyanına Dulkadirli Türkmenleri büyük destek verirler. Çıkan bu isyanı bastırmak isteyen Osmanlı Devleti, bölgeye gelen Sadrazam Pargalı İbrahim Paşa, dirlikleri ellerinden alınan Dulkadirli sipahilerine dirliklerinin iade edileceği sözünü verir, isyana katılan Dulkadirlilerin büyük bir kısmı isyandan vazgeçerler ve bu sayede Kalender Çelebi İsyanı bastırılır. 142 numaralı defterin tarihi itibariyle bu isyandan sonra düzenlenme ihtimali yüksektir.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tapu-Tahrir Defterleri Tasnifi’nde 331 numarada kayıtlı bulunan defter, Maraş Sancağı ve bağlı kazalardaki padişah, beylerbeyi hasları ile zeamet ve tımar tevcihlerini ihtiva etmektedir. Defterin yazımına muhtemelen 9 Rebiülevvel 965’te (12 Aralık 1557) başlanıp, 24 Ramazan 968’de (6 Haziran 1561) tamamlanmıştır.21 Defterin başında Maraş Sancağına bağlı beş kaza ve bu kazalara bağlı nahiyelerin adları, ardından da padişah hasları, beylerbeyi hasları, zeametler ve tımar tevcihleri verilmiştir. Toplam 559 sayfa olan defterin 1200. sayfaları arasında Maraş Kazası’na ait dirlikler, takip eden sayfalarda ise sırasıyla Gügercinlik, Elbistan, Zamantı ve Hısn-ı Mansur Kazaları’na ait dirlikler bulunmaktadır.

Tapu-Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyûd-ı Kadime Arşivi 268 ve 329 numaralarda kayıtlı bulunan tımar defteri iki ciltten oluşmaktadır. Tarihi ve ihtiva ettiği bilgiler bakımından TD 331 numaralı defterin Kuyûd-ı Kadimede bulunan ikinci bir nüshası olması kuvvetle muhtemeldir.

Tapu-Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyûd-ı Kadime Arşivi 101 ve 108 numaralarda kayıtlı olan defter, Maraş Sancağı’na ait ikinci mufassal defterdir. Tahrir Eminliğine Aksaray Sancakbeyi Mahmud bin Sinan, katipliğe de Hazine-i amire katiplerinden Hacı Behram bin Abdullah atanmışlar ve tahrir işlemini H. Rebi’ül-evvel 971/ Ekim 1563 yılında tamamlamışlardır. Defter 1563 tarihli ve iki cilt olup, Maraş, Gügercinlik, Hısn-ı Mansur, Elbistan ve Zamantı Kazaları’na ait kayıtları ihtiva etmektedir. Defterin başında bulunan kanunnamede bölgede bir-takım bidatlerin olduğu reaya tarafından padişaha arz olunmakta ve kendilerine Osmanlı Umumi Kanunnamesi’nin uygulanması istenmektedir. Bunun üzerine vilayet halkına Rûm Kanunu’nun uygulanması emredilir.

Defterin muhtelif sayfalarına düşülen derkenarlardan Osmanlı Devletinin son dönemlerine kadar kullanıldığı anlaşılmaktadır.24 Defter, 1987 yılında Prof. Dr. Refet Yinanç ve Yrd. Doç. Dr. Mesut Elibüyük tarafından yayınlanmıştır.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi Kamil Kepeci Tasnifi 315 numarada kayıtlı defter sipahi yoklama defteridir..1579 tarihli defter toplam 70 sayfa olup 1-31. sayfalar Maraş Kazası’na ait nahiyelerde bulunan sipahileri ve bunların dirliklerini ihtiva etmektedir.

(*Faydalanılan kaynakça= İbrahim Solak’ın yazdığı ve Akçağ yayınları tarafından yayınlanan “16 Asırda Maraş Kazası 1526-1563” adlı kitabından yararlanılmıştır.)

Osmanlı Arşiv kayıtlarında 17 yüzyılda Elbistan’la ilgili pek çok tımar dağıtımı bulunmaktadır. Bilindiği gibi Osmanlı Devleti’nde mirî arazi dirlik olarak ülkeye hizmet eden görevlilere dağıtılırdı. Has – Zeamet- Tımar olarak adlandırılan bu toprakların has olanları padişah ve ailesine, zeamet olanlar üst düzey görevlilere, tımar olanlar da savaşlara katılıp da yararlıklar gösteren askerlere verilirdi. Kendisine tımar verilen asker, gelirinin bir kısmı ile kendi geçimini sağlarken, geri kalan kısmı ile de atlı asker beslerdi. Mirî arazisinin ekserisi tımar olup hizmet karşılığı tımarlı sipahi dediğimiz askerlere verilirdi. Dulkadir Beyliği topraklarının Osmanlılara bağlanmasından sonra bu beyliğin topraklarında tahrir yapılarak defterler hazırlanmıştır. Bazı topraklar vakıf, mülk gibi kısımlarda bırakılırken geri kalanlar tımar olarak dağıtılmıştır. Osmanlı arşiv kayıtlarında bölgede ki tımar sahipleri ve tımarların el değiştirmesi gibi konularla ilgili pek çok kayıt bulunmaktadır. Bunların Elbistan ve çevresini ilgilendiren kısımları ile ilgili bilgileri sizlere sunuyorum. Ayrıca köylerin tarihleri ve ne kadar zamandan beri yerleşim yeri olduklarının öğrenilmesi bakımından da bu bilgiler önem kazanmaktadır.

Sahibinin ölümü ile veya başka bir sebepten boş kalan tımarın bölgenin yetkilisi olan Miralay( Alaybeyisi) tarafından kime verileceği belirlenip İstanbul’a arz sunulmakta ve ona göre tımar tevcihi yapılmaktadır. Sancak ve kazalarda bulunan miralayların bu tımar işlerinden sorumlu oldukları anlaşılmaktadır.

Elbistan’la ilgili tımar tevcihlerini bakalım:

1663’te Maraş sancağına bağlı Elbistan’a tabi Aynülarus nahiyesinde tımar sahibi olan Davud’un ölmesi üzerine boş kalan tımarı, Maraş Miralayı Mehmet tarafından Mehmet adlı bir kişiye verilmiştir.

25 Ağustos 1666’da Elbistan Kazası’nın Hurman, Şeyh Beşe ve Aynülarus nahiyelerinde boş kalan tımarların dağıtılması için Maraş Miralayı Mehmet tarafından imzalı bir arz yazılmıştır.

11 Nisan 1667’de Maraş Miralayı Mehmet tarafından Elbistan, Bertiz, Karahayıt, Sarsab ve Camustil nahiyelerinde boş kalan tımarların kimlere dağıtılacağı konusunda İstanbul’a bir arz sunulmuştur.

19 Temmuz 1697’de Maraş Miralayı (Alaybeyi) Murtaza Ağa’nın arzıyla boş kalan Elbistan’ın Taykendi köyünde ki tımarın Zeynelabidin’e verilmesine dair ferman gönderilmiştir.

12 Ocak 1700’de Maraş sancağı’nın Orta Niyabet nahiyesi’yle Elbistan nahiyesi’nde boş kalan tımarların Mustafa ve İbrahim adlı kişilere verilmesine dair Maraş Miralayı Murtaza Ali imzalı İstanbul’a arz sunulmuştur.

Adnan Güllü

Tarih Araştırmacısı

Faydalanılan Kaynaklar

  • 16 Asırda Maraş Kazası 1526-1563” (İbrahim Solak Akçağ yayınları Anakara 2004)
  • Maraş Tarihi (Doç.Dr.İlyas Gökhan-Ukde yayınları 2011)
  • Osmanlı Salnâmelerinde Maraş Sancağı I-II 1284–1326 / 1867- 1908 ( Doç Dr. Said Öztürk 2006)

Kaynak: http://bizimelbistangazetesi.com/yazar.asp?yaziID=16747

Leave a Reply