Ahmet Takan: Bavul ötesi sırlar!..
Ahmet Takan: Bavul ötesi sırlar!..
Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım ile cemaat-Recep Erdoğan kavgası ve ortalığa dökülen MGK belgeleri konusunda görüş alışverişi yapıyordum.
Epey sohbet ettikten sonra Ümit Yalım, “Ben size bir mektup göndereyim de hem meşhur bavulun sırrı hem de cemaatin TSK içine nasıl sızdığı hakkında bilginiz olsun” dedi. Gazeteci için bulunmaz nimet sayılacak bu teklife balıklama atladım.
Ümit Yalım’ın çok ses getirecek açıklamalarını okuyunca biraz değil, epeyce fikir sahibi oldum.
Mektuba aynen yer veriyorum;
“28 Kasım 2013 Tarihli Taraf Gazetesi’nde “Gülen’i bitirme kararı 2004’te MGK’da alındı”manşetiyle haber verildi. Baransu’nun imzasıyla verilen haberde Milli Güvenlik Kurulu’nun 25 Ağustos 2004 tarihli kararı, gazetenin 1. sayfasından yayımlandı. Geçmiş yıllarda da yineBaransu tarafından çeşitli belgeler yayımlandı. Belgelerin bir kısmı gerçek bir kısmı da düzmece çıktı. Peki bu belgeler Baransu’ya nasıl ulaşıyor? Geçmiş yıllarda neler oldu?
Halihazırda AKP milletvekili olarak görev yapan Şirin Ünal, 2008-2010 yılları arasında,Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’nda, Tümgeneral rütbesi ile, Komuta Kontrol Daire Başkanı olarak görev yaptı. Ünal, Silahlı Kuvvetler’de koyu bir AKP karşıtı olarak tanınan veTayyip Erdoğan’ı çok sert dille eleştiren bir generaldi. Şirin Ünal, emekli olduktan sonra, nasıl olduysa Erdoğan tarafından İstanbul’dan aday gösterildi ve milletvekili olarak Meclis’e girdi.
Şirin Ünal ile ilgili ilk adli olay, Genelkurmay Başkanlığı’nda görevli olduğu sırada, Ekim 2008’de yaşandı. PKK’lı teröristler tarafından Aktütün Karakolu’na ağır silahlarla saldırı yapılmış ve askerlerimiz şehit olmuştu. Ünal, saldırı sonrasında Ankara’ya dönen Genkur. Bşk. ve Kuvvet Komutanları hakkında çetele tutmuş ve komutanların uçağa biniş saatleri ile Ankara’ya iniş saatlerini ceride haline getirmişti. Ünal’ın hazırladığı ceride, Taraf Gazetesi’nde, Baransu’nun imzasıyla, noktasına ve virgülüne kadar aynı şekilde manşetten yayımlandı. Bunun üzerine Genelkurmay Askeri Savcılığı soruşturma başlattı. Soruşturma sırasında, bilgisayardan iki suret renkli çıktı aldığı tespit edilen Ünal, ceridenin bir suretini gösterebildi ancak ikinci suretinin nerede olduğunu açıklayamadı. Ünal’ın elinde bulunan 2. suret nasıl olmuşsa Baransu’ya ulaşmış ve Taraf’a manşet olmuştu.
Halihazırda AKP milletvekili olarak görev yapan Şirin Ünal, 2008-2010 yılları arasında,Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’nda, Tümgeneral rütbesi ile, Komuta Kontrol Daire Başkanı olarak görev yaptı. Ünal, Silahlı Kuvvetler’de koyu bir AKP karşıtı olarak tanınan veTayyip Erdoğan’ı çok sert dille eleştiren bir generaldi. Şirin Ünal, emekli olduktan sonra, nasıl olduysa Erdoğan tarafından İstanbul’dan aday gösterildi ve milletvekili olarak Meclis’e girdi.
Şirin Ünal ile ilgili ilk adli olay, Genelkurmay Başkanlığı’nda görevli olduğu sırada, Ekim 2008’de yaşandı. PKK’lı teröristler tarafından Aktütün Karakolu’na ağır silahlarla saldırı yapılmış ve askerlerimiz şehit olmuştu. Ünal, saldırı sonrasında Ankara’ya dönen Genkur. Bşk. ve Kuvvet Komutanları hakkında çetele tutmuş ve komutanların uçağa biniş saatleri ile Ankara’ya iniş saatlerini ceride haline getirmişti. Ünal’ın hazırladığı ceride, Taraf Gazetesi’nde, Baransu’nun imzasıyla, noktasına ve virgülüne kadar aynı şekilde manşetten yayımlandı. Bunun üzerine Genelkurmay Askeri Savcılığı soruşturma başlattı. Soruşturma sırasında, bilgisayardan iki suret renkli çıktı aldığı tespit edilen Ünal, ceridenin bir suretini gösterebildi ancak ikinci suretinin nerede olduğunu açıklayamadı. Ünal’ın elinde bulunan 2. suret nasıl olmuşsa Baransu’ya ulaşmış ve Taraf’a manşet olmuştu.
Şirin Ünal, Genelkurmay’da görev yaptığı dönemde, zaman zaman Harekat Başkanlığı’na da vekalet ediyordu. Görevin gereği olarak Milli Güvenlik Kurulu kararlarını içeren belgeler Ünal’ın kontrolü ve sorumluluğu altında idi.
4-5 Şubat 2010 tarihlerinde, İstanbul Kongre Merkezi’nde, NATO Savunma Bakanları Toplantısı yapıldı. Toplantı ile ilgili faaliyetler, dönemin MSB Müsteşarı sorumluluğunda ve Bakanlığın Genel Plan Prensipler Daire Başkanı’nın direktörlüğünde yürütüldü. Ancak toplantı öncesinde 24-27 Ocak 2010 tarihlerinde Brüksel’e yapılan Basın Turu’na, akredite basın mensupları ile birlikte, Bakanlığa akredite olmayan STV Televizyonu ve Zaman Gazetesi’nden toplam 4 basın mensubunun da gönderildiği ortaya çıktı. Anılan basın mensuplarını gönderen, Bakanlığın Gn.P.P.D.Bşk. Tuğamiral Hakan Eraydın, bu durumu tespit eden ise Kurmay Binbaşı S.G. idi. Yapılan işlemler Bakanlığın Yönergesine ve akreditasyon listesine aykırı idi. Tuğamiral Eraydın, akredite olmayan basın mensuplarını MSB Müsteşarı Korgeneral Ahmet Turmuş’un (şu anda 1’nci Ordu komutanı-aht) emri ve onayı ile gönderdiğini ifade edince durum Müsteşar’a iletildi. Korg. Turmuş, “hayır emri ben vermedim” diyemediği gibi, amiral hakkında da herhangi bir hukuki işlem yapmadı.
MSB Genel Sekreteri, İstanbul’da yapılan toplantı sırasındaki basın faaliyetlerini, Bakanlık Yönergesi’ne ve Bakanlığın Akreditasyon listesine uygun olarak yürüttü. Zaman Gazetesi ve STV görevlisi basın mensupları, NATO Genel Sekreteri Rasmussen’in de katıldığı toplantıya giremedi. Anılan basın mensupları, toplantıya girebilmek için her yolu denediler ve NATO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Haydar Berk’in devreye girmesini sağladılar. Büyükelçi Berk, STV ve Zaman muhabirlerinin, İstanbul’daki toplantıya alınması için MSB Genel Sekreteri’ne ricada bulundu ancak Genel Sekreter, Akreditasyon listesinde olmadıkları gerekçesiyle kabul etmedi. Bunun üzerine Büyükelçi Berk, Brüksel’deki basın turuna katılan muhabirlerin İstanbul’daki toplantıya da alınması için Bakan Vecdi Gönül’den ricada bulundu. Bakan Gönül, STV ve Zaman’ın akreditasyon listesinde bulunmadığını belirterek muhabirlerin toplantıya alınması teklifini reddetti. Böylece, MSB Müsteşarı Korgeneral Turmuş’un, STV ve Zaman muhabirlerini Brüksel’deki basın turuna gönderirken, Bakan Vecdi Gönül’ü devre dışı bıraktığı ortaya çıkıyordu.
STV ve Zaman, kendi basın mensuplarının İstanbul’daki toplantıya alınmamasını şiddetle eleştirmeye başladı. Eleştiriler üzerine çok rahatsız olan ve gerilen Korg. Turmuş ve Tuğa. Eraydın, MSB Genel Sekreteri’ne baskı uygulamaya çalıştılar. Genel Sekreter baskılara boyun eğmedi ve akredite olmayan basın mensuplarının Bakanlık Yönergesine aykırı bir şekilde Brüksel’e gönderilmesini gerekçe göstererek istifa etti ve emekliye ayrıldı. (Söz konusu MSB Genel Sekreteri Ümit Yalım’dır-aht)
TSK Personel Kanunu’nun 47’nci maddesine göre Korgeneral rütbesine yükselebilmek için muharip sınıfı general olmak gerekiyor. General Turmuş ise Ordu Donatım sınıfı yardımcı sınıf bir general. TSK’da görevli altın çocukların önünü açmak için yapılan yönerge değişikliğinden Turmuş’un da istifade etmesi sağlandı, sınıfı Piyade olarak değiştirildi ve Turmuş Korgeneraloldu. Turmuş’un Orgeneral olması da mümkün gözükmüyordu. Baransu’nun ’Balyoz Bavulu’nu açması ile birlikte, Turmuş’un önünde bulunan ve Orgeneral olması çok kuvvetli olan 3 Korgeneral tutuklanarak Hasdal’a gönderildi. Turmuş’un önü açıldı ve rahat bir şekilde Orgeneral oldu. Orgeneral rütbesindeki subayların MGK’nın’belgelerine ulaşma ve inceleme yetkisi var. Bu arada STV ve Zaman muhabirlerinin Turmuş tarafından Brüksel’e gönderildiğini ortaya çıkaran Bakanlık personeli Kurmay Binbaşı S.G. de Balyoz’a dahil edilerek tutuklandı ve Hasdal’a gönderildi.
TSK mensubu yüzlerce general/amiral, subay ve astsubay, suçsuz ve günahsız yere Silivri’de ve diğer hapishanelerde çile çekerken, General Turmuş, YAŞ toplantılarında gülücükler dağıtıyor ve deniz manzaralı konutunda ikamet ediyor. Ne diyelim, hayırlara vesile olsun.”
Yeniçağ