MAKALE – HÜRRİYET AVUSTRALYA: SÜMERBANK: ATATÜRK’ÜN SOSYAL FABRİKA PROJESİ – 1
SÜMERBANK: ATATÜRK’ÜN SOSYAL FABRİKA PROJESİ – 1
Atatürk’ün öncülüğünde, kurtuluş savaşımızın sonunda, kısa zamanda çok işler başaracak olan, çoğu köylü yaklaşık 12 milyonluk nüfuslu yeni Türkiye Cumhuriyeti; Osmanlıdan kalan borç, kırık dökük birkaç fabrika ve imar edilmeyi bekleyen yakılmış yıkılmış bağımsız bir ülkedir. Ulu önderimiz her zamanki gibi dersini iyi çalışmış, dahiliğini bir çok alanda tüm dünyaya sergilemiş, yenilen düşmanlarımıza haykıran bir hızla bir çok alanda Türkiye’yi ilerletmeye başlamıştır. Atatürk ilke, ülkü ve devrimlerini tamamlayıp halkın ilerleyen zaman içinde muhasır medeniyetler seviyesine getirecek temel değişiklikleri yerleştirmiş, eşi benzeri olmayan, yeni bir çağ açacak, belki insanlığın gidiş hattını etkileyecek değerde, dahi büyük bir planı gerçekleştirecektir. Ama ne biz Türkler, ne de diğer uluslar, bu dahice yapılanmanın hem biz Türklere hem tüm dünyaya, özellikle kapitalist sistemin ayağına çelme takacak kudrette, halka sosyal, kültürel ve eğitim alanlarında, ülkeye ekonomik ve siyasi açıdan öncülük edecek yeni bir kuruluşun değerini yeteri kadar anlayamayacaktır.
11 Temmuz 1933 tarihinde Atatürk tarafından Sümerbank ismi verilen, işte bu kuruluştu. Özel bütçenin tümünü oluşturan katma bütçeli idare uygulamasının başladığı 1933 yılında kurulmuş, ticari nitelikte mal üreten, hem tekstil sanayisi olup aynı zamanda da bir bankadır. Halk tasarrufuyla oluşturulmuştur. Türkiye’de ilk modern tekstil kuruluşu olarak büyük bir üne kavuşmuştur. Demir-çelik tesisleri, çimento fabrikaları, kâğıt ve selüloz tesisleri Sümerbank bünyesinde kurulmuştur ve bunların daha sonra kendi bünyesinden ayrılarak ayrı birer kuruluş olmasını sağlamıştır.
Yaklaşık seksen sene sonra, Türkiye elindeki altın yumurtlayan tavuğu kesip toprağa gömdükten sonra; kapitalist sisteme kafa tutan Venezuela, Atatürk’ün hayata geçirdiği bu akıllı projeyi yani Atatürk’ün SOSYAL FABRİKA PROJESİ’ni başarılı bir şekilde tekrar hayata geçirip 21. yüzyılın başında sosyal ve ekonomik başarıları ve halkın refaha ulaşmasındaki verimli girişimleri ve ilerleyişleri ile imza atacaktır.
Genç Cumhuriyetin ilk sanayi politika teşebbüsü, 1924 yılında savaşta harap olan imalathanelerin tekrar kurulması için çıkarılmış kanunla başlamıştır. 100 milyon liralık, 5 yıl içerisinde kullanılmak üzere ayrılan bir bütçe için bir kanun çıkarılmış ve bu kapsamda askeri fabrikalar imalathanelerini yeni baştan kurmaya başlamışlardır. İlk defa Ankara Fişek Fabrikasıyla işe başlanmış ve ardından 1932’de Kırıkkale çelik fabrikası işletmeye alınmıştır.
Selahattin Şanbaşoğlu anlatıyor; “1932’de, Kırıkkale’de askeri fabrika sahası dışında sadece 13 ev vardı. Meyhane (demek ki o zamanlar daha kapatılma kararları yokmuş), kahvehane ve kasap dükkanı aynı yerdi. Yol yoktu. Haftada iki tren geçerdi. Gazete gelmezdi. Fabrikaya ya trenle, ya da çamur tarladan geçerek gidilirdi. İşçi hemen tamamen oranın köylüsüydü. İki üç saatte köyünden eşekle veya yaya gelirdi. Fabrikada eşeklere ayrı yer vardı. İşçilere yani çalışan köylülere kendi getirdiği pekmez veya ayrana bandığı yufka ekmeğinden ibaret yemeğinin ve kendi elbisesinin dışında ilk fabrika yemeği ve çalışma kıyafeti Kırıkkale çelik fabrikasında verilmiştir.”
Osmanlı dönemindeki dış açıkların ülkeyi nereye getirdiğini iyi bilen Cumhuriyet yönetimi, yeni iktisat politikalarında bu konuda çok hassastır. Sanayinin önemini çok iyi anlayan Cumhuriyet hükümeti hızlı ve kararlı politikalarla planlamalar ve yeni girişimler yaparken, Atatürk bu girişimleri hiç kimsenin aklının ucundan bile geçirmediği bir şekilde planlayıp aynı zamanda bir çok alanda ulusuna faydalı olacak bir ilke daha imzasını atacaktır.
25 Ağustos 1935 tarihinde temeli atılan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, 18 ayda tamamlanmış ve 9 Ekim 1937’de Atatürk tarafından açılmış ilk ve son fabrikadır. Genç Cumhuriyetin Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın ilk önemli eseridir. Sümerbank’ın kurduğu, devlet eliyle kurulan ilk Türk basma fabrikasıdır. Fabrika, Türk-Sovyet ortak yapımıdır. Bina ve makineler dâhil, 8 milyon liraya mal olmuştur.
Sinan Meydan: “Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, Atatürk’ün kafasındaki “Sosyal Fabrika Projesi’nin” ilk uygulaması olması bakımından çok önemlidir. Atatürk’ün kafasındaki fabrika, sadece üretim yapılan bir mekan değil, aynı zamanda “ar-ge” çalışmalarının yapıldığı bir laboratuar, eğitim verilen bir okul, her türlü sanat ve spor imkanlarına sahip bir kültür kompleksi, kısacası adeta dört dörtlük bir “yaşam alanı”, bir kampustur. Atatürk, işçilerin yüksek standartlarda, her türlü imkândan yararlandıkları bu “sosyal fabrikaları” Anadolu’nun her yanına yapmayı planlıyordu. Ama bu projesini yaygınlaştırmaya ömrü yetmeyecekti.”
Atatürk’ün ardından gelen hükümetler bu başarıyı bir müddet devam ettirebilecekler, fakat gerçek anlamda yurdun her köşesine Sümerbanklar kuramayacaktı. Kurduklarını da tam anlamda sosyal faaliyetler veren yapılar, kaynaklar olarak kurup, destekleyip yaşatamayacaklardı.
“Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, sosyalist ülkeler de dâhil, dünyada görülmemiş bir “sosyal” niteliğe sahiptir.” Diyen araştırmacı tarihçi Sinan Meydan “Evet, fabrika kurulurken Sovyet modeli esas alınmıştır, ama genç cumhuriyetin genç mühendisleri Türk devrimine has, çok özgün bir eser ortaya çıkarmayı başarmışlardır. Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, 1930’ların dünyasında bir benzerine daha rastlanmayacak kadar özgün bir “sosyo-kültürel” ekonomi projesidir.
Devamı haftaya…
Saygılarla,
Ömer Can Şirikçi
omercan.sirikci@ataturk.org.au
AAKM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Bu Makale Avustralya Hürriyet Gazetesi 16. Sayısında 16 Nisan 2013 tarihinde yayınlanmıştır.